1 Ekim 2015 Perşembe


                  HAYALLER, HAYALLER, HAYALLER...

     Herkese şahane günler dilerim.. Zihninizin berraklaştığı sevdiklerinizin sizi sımsıkı sarmalayıp sevdiği barış huzur dolu miss turkey dileklerimi diledikten sonraaaa gelelim konumuza..

     Kendimden daha önce bahsetmiştim. Hayalperest olduğum doğrudur efendim.. Her genç kız gibi hayallerimi gerçekleştirmek için elimden geldiğince canla başla çalışıyorum. Henüz geçim derdine düşmediğim şu caanım dönemlerimde hayallerimi zihnimin kuytu köşelerinden çıkarıp her bişeye hevesleniyorum :)

     Bizim öyle dedemin dedesinden kalan tarla tapan, ucu bucağı görünmeyen bağ bahçemiz yok ama minnacık gönlümce kurduğum 4 m2 kadarcık bir balkonum var.. Ben de Melikeysem bağı bahçeyi overlokçular gibi ayağıma kadar getiririm :) dedim.. Ve getirdim..









      İşe eski saksılarımı boyamakla başladım. Evi boyattığımız zamandan artan duvar boyasıyla saksıları, eski yuvarlak masamızın paslanmış demir ayaklarını, balkonda kirli görünen yerleri ve pembe pencere çitlerini boyadım.. Krem renginden daha açık olan bu boyaya birazcık evde olan toz gıda boyamdan karıştırıp pembe rengi elde ettim ;) Kuruduktan sonra babamdan rica edip getirttiğim dükkanda kalan verniği hepsine uyguladım ve bir gece kurumasını bekledim. Günü sıfır maliyetle kapattım derken ertesi gün bauhouse yolu bize göründü. Toprak, tohum, torf ve balkon ölçülerine uygun plastik çim halı alıp eve döndüm.



      Domates, yeşil biber ve çilek fidelerini belirli aralıklarla dikip can sularını verdim.Üst ortadaki resim çilek fidemdeki davetsiz misafire ait.. Bu misafirleri tabikide atmadan tekrar aynı şekilde toprakla bulusturuyoruz.. Doğal gübreleme işinde bize yardımcı olacaklar ;) Ayrıca çilek fidesi alacaklara nacizane bir öneride bulunmak istiyorum. Mutlaka ama mutlaka üzerinde bir veya iki tane bile olsa çilek bulunan fideleri tercih edin..Balkon 8. kat olduğu için polenleme işlemini yapacak herhangi arı buraya uğramıyor çünkü.. Hiç polenlenecek çiçek olmayınca rüzgar da polenlemede etkisiz eleman oluyor.


      Yeşil soğan için sıskalar kadar küçük olmasa da küçük soğanlarımı ektim. Sadece baş kısmı açık kalacak şekilde toprağa gömdüm. maydanoz, semiz otu, dere otu, marul tohumlarını usulüne uygun ektim. Streç filmle kaplayıp gazeteyle karanlık alan oluşturdum.. Malum sera etkisi :) Tohumların hemen çimlenmesi için gerekliymiş.. 





      Hazır hasat zamanını beklerken kısaca bir el işinden bahsetmek istiyorum. Sol üst resimde sepetin ve çerçevenin içine yaptığım şey kağıt yuvarlama sanatı yani QUILLING ART.. İnanın yapımı kolay olduğu kadar şık duran bir el işi.. Daha sonraki postlardan birinde bu hevesimi de tek tek yapım aşamalarıyla anlatacağım :) Ama şimdi hasat zamanıııııııı!!! Annemin taaa mutfaktan "Melikeeeeee!!! Yeşil soğan kopar!! olduysa salata içinde nane getir accık" demesiyle bahçe hevesimin başarısından göğsüm kabarıyor. Aferin benim bebeklerime :D




       Orta üst resimde çayın kenarındaki yaprak stevia bitkisine ait.. Stevia özellikle şeker hastları için üretilen tatlandırıcının ana maddesi.. Aslında tek başına zararlı olmamakla birlikte faydaları olan bu bitki ne yazık ki işlendikten sonra kimyasallarla birleşince fazla kullanımlarda kanser yapabiliyor.. En güzeli bahçeden çaya :)

      Son olarak bahçemden birkaç fotoğrafla hayırlı günler dileyerek oluşan yeni hayallerinizle sizleri başbaşa bırakıyorum.. İyice bakarsanız pet şişelerden bile saksı yapabildiğimiz şu dönemde bu hayalden mahrum olmanız için hiç bi neden yok 

                                              Doğal ve organik kalın efenim :)

***BAHÇENİN STARI :) ***
***PET ŞİŞELERDEN SAKSI***
***KÜPELİM ANNEMDEN***
***Bİ KAHVE?? ***









28 Eylül 2015 Pazartesi

               BEN KİMİM?

     Öncelikle kendimi tanıtayım. Ben Melike. Anlamı padişah karısı, kraliçe demekmiş :D İsim özelliklerine bakarsanız ticarete yatkınmışım, sıkıntılardan kurtulmak için her türlü mücadeleyi verirmişim, sanatsal yeteneğe sahip bir kişiliğe sahipmişim, kırılgan, başarılıymışım bla bla bla...  Şaka bi yana doğru yani :)
     
     25 yaşımdayım, gerçek bir aslan burcu kadınıyım, aslen Kayseriliyim,  11 senedir Antalya'da ailemle yaşıyorum. Kimyagerim ama mesleğimi sevmiyorum. Daha doğrusu okuduğum süre boyunca sevemedim kimyayı.. Bunun üzerine çalışma alanımı değiştirmeye karar verdim.

      İlk hayallerimden biri tam olarak buydu.. Pastacı ustası olmak, butik işlerle uğraşmak.. Tecrübe edinmek için bir çok yerde çalıştım. Figür kursları aldım. Pastacılık ve ekmekçilik kursuna yazıldım ve sertifika sahibi oldum. Ooohhh misssss :) Usta pastacı olma yolunda ilk hayalimi gerçekleştirmiş bulunmaktayım..
***BEBEK DOĞUM PASTASI***
***FİGÜR AŞAMALARI***
**EŞİNİ SEVEN BİR BAYANDAN**
***NİŞAN PASTASI***
***İSPANYOL GÜZELİ***


   Şehir değişikliği nedeniyle uzun süredir çalışmıyorum. tükenmişlik sendromu bize de 
nasip oldu :) Haa pişman değilim ama bu süreçte aldığım kilonun haddi hesabı yok.. Merak etmeyin bu konuyu sakıza çevirip uzun uzadıya kilolarımdan bahsetmeyeceğim. Ama arada bir vermek istediğim kilolardan kurtuldukça sizinle de paylaşırım demedi demeyin ;) Kızsal bi durum anlayacağınız...


     Neyse neyse çenemiz açıldı.. Daha çooook konuşacağız inşallah çoookkk.. Şimdilik ilk hayalimden ve kendimden bahsettim. Bloguma hoşgeldiniz.. Yeni ve asıl hayalime gelene kadar çok sohbet edeceğiz. Yeter ki beni ve blogumun ismini unutmayın..

         Sevgi ve saygılar bizden efendimmm :)